Click for more products.
No products were found.
Türkiye&39de Cari İşlemler Açığı Sorunu ve Enerji Politikaları -Teorik ve Güncel Bilgiler-
Additional 5% discount on your first purchase of 500 TL or more
Cosmedrome contracted shippings are free for purchases of 300 TL and above.
Cari işlemler dengesi ülkelerin ekonomik performans göstergeleri arasında sayılan bir konu olması nedeniyle iktisat literatüründe çok fazla tartışılmaktadır. Yüksek miktarda ve sürekli artış halinde olan cari açıklar ekonomiler için ciddi sorunlar doğurabilmektedir. Cari açık sorunu 1980’li yıllara kadar genellikle gelişmekte olan ülkelerin gündeminde olan bir konu iken 1980 sonrasında özellikle liberalizasyon hareketleri ile beraber artık dünya ülkelerinin bir sorunu olmaya başlamıştır. Türkiye ekonomisi için cari işlemler dengesi, özellikle son yıllarda cari açık oranın artmasıyla beraber en çok konuşulan ekonomik olaylar arasında yerini almıştır.
Son yıllarda Türkiye’de enerji açığı ile cari açık arasındaki ilişki “ekonomik büyüme → enerji talebi → enerji açığı → dış ticaret açığı→ cari açık” biçiminde ortaya çıkmıştır. Cari açığın finansmanı ise daha çok dış tasarruflarla sağlanmakta ve bu durum Türkiye’nin dış yükümlülüklerini artırmaktadır.
Bir ülkenin düşük karbonlu bir ekonomiye geçmesi durumunda o ülkede: yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımında ve enerji verimliliğinde artış, teknolojik gelişme anlamında pozitif bir dönüşüm ve ülke vatandaşlarının refahlarında artış gibi gelişmelerin görülmesi muhtemeldir. Unutulmamalıdır ki, düşük karbonlu bir ekonomiye geçiş demek sürdürülebilir bir kalkınmanın anahtarını cebine koymak demektir.
Almanya, Güney Kore, Japonya gibi ülkeler de enerjide dışa bağımlı, dolayısıyla enerji ithalatı yüksek ülkelerdir. Ancak bu ülkeler, katma değeri yüksek ürünler üretmeyi başarabilmiştir. Teknolojiye yaptıkları yatırım sayesine yüksek teknolojili ürün ihracatı yapmaktadırlar. Dolayısıyla birim başına ihracat değeri miktarı Türkiye’den çok daha yüksek ülkelerdir. Türkiye, gelişen teknolojiye ayak uyduracak reformları yapmalı, Ar&Ge ve patent faaliyetlerini arttırarak katma değeri yüksek ürün üreterek ileri teknoloji ihracatına odaklanmalıdır. Bu anlamda ihracatımızın birim başına değerinde meydana gelecek artış da enerji ithalatı harcamalarımızı telafi ederek söz konusu sorunun çözümünde önemli bir katkı niteliğinde olacaktır.
Read moreShow less
Son yıllarda Türkiye’de enerji açığı ile cari açık arasındaki ilişki “ekonomik büyüme → enerji talebi → enerji açığı → dış ticaret açığı→ cari açık” biçiminde ortaya çıkmıştır. Cari açığın finansmanı ise daha çok dış tasarruflarla sağlanmakta ve bu durum Türkiye’nin dış yükümlülüklerini artırmaktadır.
Bir ülkenin düşük karbonlu bir ekonomiye geçmesi durumunda o ülkede: yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımında ve enerji verimliliğinde artış, teknolojik gelişme anlamında pozitif bir dönüşüm ve ülke vatandaşlarının refahlarında artış gibi gelişmelerin görülmesi muhtemeldir. Unutulmamalıdır ki, düşük karbonlu bir ekonomiye geçiş demek sürdürülebilir bir kalkınmanın anahtarını cebine koymak demektir.
Almanya, Güney Kore, Japonya gibi ülkeler de enerjide dışa bağımlı, dolayısıyla enerji ithalatı yüksek ülkelerdir. Ancak bu ülkeler, katma değeri yüksek ürünler üretmeyi başarabilmiştir. Teknolojiye yaptıkları yatırım sayesine yüksek teknolojili ürün ihracatı yapmaktadırlar. Dolayısıyla birim başına ihracat değeri miktarı Türkiye’den çok daha yüksek ülkelerdir. Türkiye, gelişen teknolojiye ayak uyduracak reformları yapmalı, Ar&Ge ve patent faaliyetlerini arttırarak katma değeri yüksek ürün üreterek ileri teknoloji ihracatına odaklanmalıdır. Bu anlamda ihracatımızın birim başına değerinde meydana gelecek artış da enerji ithalatı harcamalarımızı telafi ederek söz konusu sorunun çözümünde önemli bir katkı niteliğinde olacaktır.
NK-9786059663755
Data sheet
- Publication Year
- Mart, 2018
- Number of pages
- 154
- Number of Prints
- 2. Baskı
- Dimensions
- 16x23,5
- ISBN
- 978-605-9663-75-5
5 other products in the same category: